Hades ve Persephone

Antik Yunan mitolojisinin en çarpıcı hikayelerinden biri: Ölüler diyarının kudretli tanrısı Hades’in, baharın ve canlılığın sembolü Persephone’ye duyduğu tutkulu aşk

Leyla Yahya

11/19/20254 min read

Hades ve Persephone

Yer altının karanlığı ile yeryüzünün ışığı buluştuğunda ortaya sadece bir aşk değil, tüm doğanın ritmini belirleyen bir mit çıkar. Hades ve Persephone'nin hikayesi, Antik Yunan mitolojisinde mevsimlerin kökenini anlatan bir efsanedir. Yeraltı Tanrısı Hades’in Persephone’yi kaçırmasıyla başlayan olaylar, annesi Demeter’in duyduğu hasretle dünyayı etkiler. Dilerseniz hikayeye geçelim:

Kore (Persephone’nin eski adı, genç kız anlamına gelir.), Göklerin Hükümdarı Zeus ile Bereket Tanrıçası Demeter’in biricik kızıdır. Zeus'un kardeşi ve Ölüler Diyarı'nın Tanrısı Hades, Kore'yi görür görmez ona tutuldu. Hades'in soğuk ve karanlık ruhuna karşı Kore'nin neşeli ve yaşam dolu varlığı Hades'in içinde bir kıvılcım yaktı. Onu kendi yanında görmek istedi fakat iyi biliyordu ki hiç kimse, gölgelerle dolu ölüler diyarında yaşamayı arzulamazdı. Bu yüzden Hades; farklı bir plana başvurdu, Zeus ise onu memnun etmek için buna rıza gösterdi.

Bir gün Kore arkadaşlarıyla çiçek toplamaya gitti. Çiçekleri toplarken arkadaşlarından biraz uzaklaştı. Hades oraya güzel bir nergis çiçeği yerleştirmişti önceden. Büyüleyici çiçeği gören kız onu koparmaya yeltendiğinde aniden yer yarıldı ve tüm görkemiyle karanlığın lordu Hades siyah atlarıyla ortaya çıktı ve Kore'yi kaçırdı. Yer altı dünyasına gidince Kore'nin yeni ismi “Persephone” oldu.

Yer altında tanrıça Persephone, sevgili annesini ve sonsuza dek yaşayan tanrı soyunu görmeyi umuyordu. Kederli olsa da güçlü zihnini büyülüyordu bu umut. Gözyaşları dağların zirvelerinden denizin derinliklerine kadar yankılandı. Ardından sonsuz çığlığını tanrıça annesi duydu, yüreğinde keskin bir kederle. Her yerde kızını arayan Demeter, gerçeği öğrenmek için her şeyi gören Güneş Tanrısı Helios'a gitti ve bu işin Zeus'un onayıyla gerçekleştiğini öğrendiğinde tanrılardan soğuyup saçlarındaki güzel örtüyü iki eliyle yırtıp attı ve tanrıların evi Olimpos’u terk etti. Kılık değiştirerek insan dünyasına yaşlı bir kadın şeklinde inip orada erdemli bir kralın yeni doğmuş oğluna dadılık yapmaya başladı. Kimse Demeter'in gerçek kimliğini tanıyamadı çünkü ölümlüler zorlanırlar tanrıları görmekte. Zamanla Demeter küçük çocuğa bağlandı ve onu bir tanrı gibi yetiştirmeye başladı. Çocuğun yaşlanmaması ve ölümsüz olması için bir ritüelle onu geceleri ateşe yatırmaya başladı. Fakat bir gece çocuğun annesi, kadının evladını ateşe koyduğunu görünce ağlayarak feryat etti. Buna öfkelenen Demeter gerçek kimliğine bürünerek anneyi azarladı: "Cahil ölümlüler, iyi ya da kötü kaderin yaklaştığını öngöremeyecek kadar akılsızsınız! Sevgili çocuğunu sonsuza dek ölümsüz yapacaktım ve ona edebi bir onur bahşedecektim. Artık o ölümden kurtulamaz. Ben onurlu Demeter’im. Haydi şimdi affımı kazanabilmek için bana bir tapınak inşa edin!" diyerek orayı terk etti ve tapınak inşa edildiğinde tapınakta yaşamaya başladı. Bu sırada dünyada fırtınalar kopuyordu. Ekinler ürün vermez olmuştu. Halk açlıktan kıvranıyor, çiftçiler isyan ediyordu. Bütün tanrılar Demeter'e geri dönmesi için yalvardı fakat tanrıçanın kalbi ikna olmadı. Ancak kızına kavuşursa bunu kabul edeceğini söyledi. Böylece tanrılar Hades ile konuştu. Ölülerin Efendisi Hades, çatık kaşlarıyla gülümsedi ve Kral Zeus’un buyruğuna itaat etti. Persephone'ye dedi ki:

"Burada Yeraltı Kraliçesi olarak ölü ruhlara hükmedebilirsin fakat senin için uygunsuz bir koca olmayacağım. Bana olan öfkeni ve ruhunu sakinleştirecek ise git tanrıça Demeter'in yanına."

Bunu duyan Persephone sevindi fakat gerçekte Hades sevdiğinden kopma niyetinde değildi. Yeraltı dünyasında Persephone'ye tatlı bir nar tanesi verdi ve Persephone o nar tanesini yedi. Ancak şöyle bir kural vardı ki ölüler diyarından bir şey yiyen oradan ayrılamaz. Hades, Persephone'yi annesinin yanına götürdü. Ana-kız birbirine kavuştu fakat Persephone yeraltı dünyasından bir şey yediği için hep annesiyle kalamazdı. Böylece yılın üçte birinde kocası Hades ile yer altında, üçte ikisinde de yeryüzünde annesiyle kalmasına karar verildi. Öyle ki Demeter kızı yanındayken toprağı bereketlendirir, etrafa sevinç yayardı. Kızı yanından ayrıldığında ise her şeye küser, yeryüzünü kasvet kaplardı. Böylece ışık ve karanlık her sonbaharda vuslat buldu. İşte bu döngü, mevsim değişiminin mitolojik anlatımıdır. Bazı yazılara göre zamanla Persephone'de Hades'e aşık olur ve birlikte yer altına adaletle hükmederler.

İlgilenenler için bu efsane üzerine bir şarkı önermek isterim. Çünkü bir hikaye ne kadar farklı sanat dallarıyla birleşirse o kadar zenginleşir: Persephone - Tamino. Eser, sanki Hades'in ağzından dinliyormuş gibi bir hissiyat veriyor. Onun hem aşkını hem de suçluluğunu duyumsatıyor. Özellikle son dizedeki “I am your fall” ifadesi hem “senin düşüşünüm” hem de “senin sonbaharınım” anlamlarıyla hikâyeyi zarif bir nüansla sonlandırıyor.

Sevgilerle…

Leyla YAHYA